Merhaba Next.web.tr Misafiri! Forum Sitemize Hoşgeldin.

Sitemize üye olarak ayrıcalıklarımızdan yararlanabilirsiniz.

or Kayıt ol

Salam-sosis-sucuk lobisi korkuyla bekliyor!

collo1

0
Moderator
11 Ocak 2012
5,014
12,280
113
ALMANYA
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)yarın TSİ 13:00’te işlenmiş et ürünlerini kanserojen ilan edecek. Tüm ülkelerin sağlık tavsiyeleri buna göre şekillenecek. Et üreticileri ise ‘kanseri anlayamayan uzmanların verdiği absürd karar’ diyor.

Uzmanlara göre salam, sosis benzeri ürünleri düzenli tüketenler kolon, mesane, prostat kanseri riskini artırıyor. Erkeklerde sperm sayısı düşüyor.

İngiliz Daily Mail'in 'Dünya Sağlık Örgütü (WHO) pazartesi günü salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş et ürünlerini sigara kadar kanserojen ilan edecek' haberi tüm dünyada bomba etkisi yarattı. Habere göre 10 ülkeden bilim adamlarının yaptığı inceleme sonucu WHO; salam, sucuk, sosis, pastırma gibi işlenmiş kırmızı et ürünlerini 'carcinogen' yani kansere yol açan maddeler sınıfına alma kararı aldı. Bu sınıfta sigara, asbest, arsenik gibi maddeler var. WHO uzmanları, işlenmiş ürünlerin hiç tüketilmemesini tavsiye edecek. Mutlaka tüketilecekse günlük limit 20 gram. 'Fazlası kanser yapabilir' denilecek olan işlenmemiş kırmızı et ise bir alt kategoride yer alacak. Onda günlük limit ise 70 gram. Karar dünya et endüstrisinde şimdiden paniğe yol açmış durumda. Çünkü WHO'nun bu kararı açıklamasının ardından tüm dünyada ülkelerin sağlık bakanlıkları da karar doğrultusunda vatandaşlarına bu ürünleri tüketmemeleri çağrısı yapacak.

OXFORD DA UYARDI
İngiltere Sağlık Bakanlığı sağlıklı yaşam tavsiyelerini bu rapor doğrultusunda yenileceğini şimdiden açıkladı.

WHO'nun Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın Pazartesi günü Türkiye saati ile 13:00'te açıklayacağı karar dünyaca ünlü sağlık dergisi Lancet'de de eşzamanlı olarak yayınlanacak. Oxford üniversitesi de önümüzdeki ay kırmızı ve/veya işlenmiş et tüketmekle bağırsak kanseri arasında muhtemelen bağlantı olduğuna dair bir araştırmayı yayınlayacak. 500 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada haftada 4 kez bu ürünleri tüketmenin bağırsak kanseri riskini yüzde 42 artırdığı belirtilecek. İngiliz Sağlık Bakanlığı daha araştırma yayınlanmadan internet sitesinde "Bu tür etleri çok fazla tüketen insanların, daha az tüketenlere göre bağırsak kanserine yakalanma riski daha yüksek" uyarısını koydu. Kırmızı etin rengini veren ve tıp literatürüne 'hem' adı verilen bileşiğin, bağırsağın astarına zarar vererek kansere yol açtığı sanılıyor. Daha önce işlenmiş et ürünlerinin kesinlikle tüketilmemesi uyarısında bulunan Dünya Kanser Araştırmaları Fonu da (WCRF) kırmızı et tüketiminin kişi başına haftada 500 gramı aşmaması gerektiğini tavsiye etti.

YILDA 310 MİLYON TON ET TÜKETİLİYOR
Dünya genelinde protein yönünden zengin olan kırmızı et yüz milyonlarca insanın diyetinin en önemli parçalarından biri. Her yıl insanlık 310 milyon ton et tüketiyor. Durum böyle olunca kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerine yönelik bu uyarılar et endüstrisinde panik yaratmış durumda. Reuters haber ajansı dün et endüstrisinin WHO'nun kararını endişeyle beklediğini yazdı. Amerikan Ulusal Et Üreticileri Birliği Başkanı Shalene McNeill, raporu hazırlayan kişileri kanser hastalığını anlayamamakla suçladı: "Kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin kansere yol açtığına yönelik bilimsel delil yok. Milyarlarca dolar para harcanıp kanser araştırmaları yapılıyor ama hiçbir gıda maddesinin kanser yaptığı ispatlanamadı."
 

collo1

0
Moderator
11 Ocak 2012
5,014
12,280
113
ALMANYA
Sağlık Bakanlığı'ndan kırmızı et açıklaması: Aşırı tüketenler için...

Sağlık Bakanlığı, son günlerde 'Kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketiminin sağlığa etkileri' konusunda Dünya Sağlık Örgütü'nün raporları doğrultusunda yürütülen tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada "Sözü geçen ürünleri aşırı tüketen bireylerin dikkatini çekmek için yapılan bir uyarı olarak değerlendirilmelidir"

Sağlık Bakanlığı'nın yazılı açıklamasında "Öncelikle Türkiye Beslenme ve sağlık Araştırması sonuçlarına göre; Türkiye'de et tüketimi belirlenen limitlerin altındadır ve temel besin ekmek ve diğer tahıl ürünleridir. TÜİK verilerine göre; ülkemizde kişi başı günlük kırmızı et tüketim miktarı 35 gr olarak saptanmıştır. Bununla birlikte güncel kanser istatistiklerimize göre 15 yaş üzeri bireylerin ülkemizde ortalama kolorektal kanser (Kolon Kanseri) insidansı yani 1 yıl içerisinde bu kanseri geliştirme bazal riski yüz binde 20'dir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bağlı Uluslararası Kanser Kontrol Ajansı (IARC),Türkiye'nin de dahil olduğu 24 ülke tarafınca yönetilmektedir. Kanser alanında pek çok ortak çalışma yürüten ajans, üye ülkelerinin talepleri ile kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketiminin kanser gelişimindeki rolünü araştırmıştır" ifadeleri kullanıldı.

Kanser riskini 1.2 kat artırıyor
Kırmızı et ve işlenmiş kırmızı et tüketimi konusunda yapılan araştırmalara dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi: "Yaklaşık 20 bilim insanının 800'den fazla yayımlanmış makaleyi incelemeleri sonucu; kırmızı et tüketiminin kolorektal kanser ile ilişkisi Grup 2A (muhtemelkarsinojen) olarak sınıflandırılmıştır. Grup 2A'da yer alan ajanların kanser yapabileceğine dair insanlar üzerinde yapılan kısıtlı çalışmalarda belirli miktarda delil bulunmakla birlikte, kesinlikle kanser yapıcı olduklarını gösterecek kadar yeterli bilgi birikimine ulaşılamamıştır.
İşlenmiş kırmızı et tüketimini ise Grup 1 (kesin karsinojen) olarak sınıflandırmıştır. Grup 1 kanserojenite, insanlar üzerinde yeterince epidemiyolojik veriye dayandırılarak yapılan bir sınıflamadır. Raporun sonucuna göre, günlük 50 gr işlenmiş et tüketimi kolorektal kanser riskini yüzde 18 artırmaktadır. Kanserden korunma bakımından öncelik belirlerken çok önemli bir nokta, ajanların kanser yapıcı olup olmamalarının yanında kanser yapıcı iseler kanser riskini ne oranda arttırdıklarının değerlendirilmesidir.

Aşırı tüketenler için uyarı olarak değerlendirilmeli
Sağlık Bakanlığı tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Bu bilgilere göre kırmızı et ve işlenmiş etler ile ilgili yapılan güncel açıklamalar ülkemizde toplum bazında müdahale gerektiren öncelikli bir sağlık sorununu gündeme getirmekten çok, sözü geçen ürünleri aşırı tüketen bireylerin dikkatini çekmek için yapılan bir uyarı olarak değerlendirilmelidir."
 
Üst