Bilgisayar monitörlerinde ışık sızması nedir? IPS Glow ile karıştırılan durumları, bulutlanmayı ve genel monitör test süreçlerinden bilgileri

Işık sızması, LCD monitörlerde yer alan arka aydınlatmanın çerçeve kenarlarından dışarıya süzülmesidir. LCD monitörler, likit kristallerin arkadan aydınlatılması prensibi ile çalışmaktadır. Bu arka aydınlatma, çerçeve kenarları yeterince iyi kapatılmadığı durumlarda monitörün ön kısmından görülebilir. Buna “Light Bleed“, Türkçe tabiri ile ışık sızması denilmektedir.Monitörler aydınlık ortamlar için tasarlandığından normal şartlarda kullanırken herhangi bir ışık sızması görülmez. Ancak özellikle ışıkları kapattığınızda, monitörünüzde de siyah bir görüntü açıkken çerçeve kenarlarında bazı kısımların daha aydınlık olduğu gözünüze çarpacaktır. Bu durum eğer rahatsız edici boyutta ise monitörünüzde ışık sızması olabilir.

Fotoğraflar Yanıltıcı Olabilir

Ancak monitörünüzün fotoğrafını çektiğiniz durumlarda kameranızın otomatik ayarları yüzünden sorun abartı görünebilir.Zira otomatik ayarlar karanlık ortamda, aydınlık kısımlarda ışığı arttırmak için çekim süresini ya da diyaframı otomatik değiştirirler. Bu bağlamda çektiğiniz fotoğraf her zaman durumu net olarak anlatmaya ya da kanıtlamaya yetmeyebilir.

Üretici Testleri

Bütün monitör üreticileri ürünlerini çevresel ışıkların açık olduğu ortamlar için üretmekte. Bunlar arasında eğitim kurumları, ofisler ve ev eğlencesi gibi farklı kullanım alanları yer alıyor. Öte yandan tüketicilerin evinde karanlık ortamda monitörünü kullanması üreticiler tarafından ana senaryo olarak temel alınmıyor.Bu bağlamda olası bir ışık sızması şikayetinde üreticiler, monitörlerini test ederken kullandıkları endüstri standardı olan doğal yoğunluk testini baz alıyorlar. “Neutral-density” isimli bu test, ekranda siyah görüntü ile gerçekleştiriliyor.Bu test esnasında aslında panelin ışık homojenliği (Light Uniformity) değerlendirilmekte. Söz konusu monitör ND testi sonuçlarına göre homojen bir ışık dağılımına sahip ise monitörde herhangi bir ışık sızması sorunu üretici tarafından kabul edilemeyebilir.Öte yandan üreticiler farklı serilerde, farklı yüzdelik tutarlılık oranı hedeflemekte. Yüzde 90 tutarlı ya da 75 tutarlı seriler olabilir. Bu da fiyat ve amaca göre belirlenir.

IPS Glow Nedir?

Öte yandan ışık sızması bazen IPS Glow ile de karıştırılabilmekte. IPS ve muadil panele sahip modeller ile diğer (TN) paneller arasındaki en büyük fark daha keskin renkleri daha geniş görüş açısı ile birlikte sunmaları. Fakat, IPS paneller bu avantajları sunarken tamamen karanlık ortamda, siyah görüntülerde “IPS Glow” adı verilen bir ışıldamaya sahip. Bu bağlamda panelin yine kenarlarında aydınlık kısımlar gözükebilir.IPS Glow, yine panel teknolojisinin bir etkisi. Marka model bağımsız olarak birçok modelde karşımıza çıkar. Fakat, bu durum doğal yoğunluk filtresi (ND Filters) ile kontrol edildiği ve teknolojinin doğal bir yan etkisi olduğu bilindiği için olduğu şekliyle kabul edilir.

Ayırt Etme

Peki IPS Glow yani IPS parlaması ile ışık sızmasını nasıl ayırt ederiz? Çok basit, karanlık ortamda, siyah görüntü açıkken, bakış açısına göre kenar parlamaların parlaklık düzeyi değişiyorsa bu IPS Glow’dur. Değişmiyorsa çerçeveden ışık sızmasıdır.Kullanıcıların bu konudaki hassasiyeti bilinen bir gerçek. Her IPS Glow yani IPS panel parlaması aynı seviyede değil. Işık sızması ile sıkça karıştırıldığı gibi bazen çerçeve ışık sızması ile birleşmesi ya da dozunun çok fazla olması sorunu rahatsız edici hale getirebiliyor.

Kullanıcıların Yaşadıkları

Hatta, bazı modellerde bu sorun o kadar çok yaşanmış ki, Amazon.com bazı IPS panelli monitörlerin ürün sayfasına bunun için uyarı eklemiş. Bunun arkasında yatan anlam şu: “Işık sızması sorunu var, bu da biliniyor ve açıkça ifade ediliyor. Yani iade işlemi olmayabilir! Bunu bilerek satın alıyorsunuz.”Bu noktada bazı firmaların çerçevelerinin ince olması daha fazla ışık sızmasına neden olabiliyor. Daha kalın çerçeveli modellerde ise sızma daha az görülebiliyor.Peki kullanıcı şikayeti artınca ne yapılıyor? İnce çerçeveli IPS monitörü olan firmalardan birinin bu soruna karşı çözümü 350 Nit parlaklığa sahip monitörünü fabrikada %50-80 arasında kısıp, model kodunu revize edip farklı bir model adıyla pazara sunmak olabiliyor. Bazı üreticiler ise bu konuyu halen daha değerlendiriyor ve bir değişiklik yapmıyor.Fakat şu bir gerçek ki tüketicilerin ışık sızması ve IPS glow konusunda bilgi edinmesi şart. En azından satın alacakları ürünün detaylarına hâkim olmaları gerek.

Bulutlanma Nedir?

LCD monitörlerde olabilecek bir başka sorun da bulutlanma. Monitörünüzün ortasında veya genelinde siyah görüntüde beyaz lekeler mevcut ise bunlar IPS glow veya ışık sızması değil.Bu durumda monitörünüz hasar almış olabilir. Bu da genelde depolama veya taşıma esnasında monitörün fiziksel hasar alması sonuncuda ortaya çıkmakta. Monitör size ulaştığında bu sorun varsa ürünü DOA kapsamında iade edebilirsiniz. Fakat çok uzun bir süre geçtikten sonra fark ederseniz kullanıcı hatası olarak değerlendirilebilir.Burada şunu tekrar belirtmekte fayda var. Aynı paneli kullanan ürünler aynı ışık sızması sunacak diye kaide yok. Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi bu konu monitör üreticisinin kullandığı çerçeveye ve buna bağlı olarak sızmayı ne kadar iyi engellediğine bağlı olarak değişiyor. Zaten dünya üzerindeki oyuncu monitörlerinin panelini üreten büyük şirketlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor aslında.Markalar bu panel üzerinden sundukları yazılım ve ek donanım teknolojileriyle ürünlerini birbirlerinden ayırt ediyorlar.

Neler Yapılabilir?

Peki ben hiç ışık sızması istemiyorum diyorsanız ne yapacaksınız? Bu durumda biraz daha beklemeniz gerekiyor zira ancak arka aydınlatmaya gerek duymayan OLED panellerde herhangi bir ışık sızması ile karşılaşmayacaksınız. Ancak maliyet ve hali hazırda her panel teknolojisinin, her kullanıcı ihtiyacına aynı şekilde hitap etmemesi sebebiyle bu oldukça zor.Monitörünüzde ışık sızması var ve ürünü garantiye göndermek istemiyorsunuz. Ne yapabilirsiniz? Bu durumda da ürünü söküp elektrik bandı ile bantlayabilirsiniz. Bu da çalışan bir yöntem.

Sık Sorulan Sorular

Peki neden çerçeveleri daha kalın yapmıyorlar? Çünkü kullanıcılar ince çerçeve istiyor. Çoklu monitör kurulumları ince ya da sıfır çerçeve gerektiriyor. Üstelik bu sorunlar her modelde kalın çerçeve gerektirecek kadar yaygın değil. Özetle çerçeveler incelmeye, ortadan kalkmaya devam edecek.Peki neden çerçeveleri daha sıkı yapmıyorlar ya da kendileri bantlamıyorlar? Üretim süreçleri, maliyet ve aralık payları buna etki ediyor. İyileştirilebilir elbette ancak genel fiyat aralıklarının aşağıya inmesi isteği ile kalite artışı isteği aynı noktada buluşmuyor.

[h=2]Yeni sürücü, Radeon HD 7000 serisine kadar tüm AMD ekran kartlarını destekliyor.[/h]AMD, Linux için AMDVLK sürücüsünü yayınladı. Vulkan 1.0 grafik API’sini %100 destekleyen ilk açık kaynaklı AMD sürücüsü olan AMDVLK, Vulkan için 30 farklı eklentiyi destekliyor.
AMD’nin Platform Abstraction Library desteğini getiren sürücü, bu sayede sürücülerin ve özelliklerin farklı platformlarda kullanılabilir hale gelmesini sağlıyor. Sürücü, AMD’nin CoreNext mimarisine sahip tüm GPU’ları destekliyor. Bu da Radeon HD 7000 serisine kadarki tüm ekran kartlarını desteklemesi anlamına geliyor.
Sürücü, AMD’nin GPUOpen GitHub sayfasında yayınlandı. Sürücüyü indirmek için aşağıdaki linki takip edebilirsiniz.
AMD Linux AMDVLK sürücüsünü indirmek için tıklayın

[h=2]Yeni GPU’lardan biri oyun, diğeri yapay zeka odaklı olacak.[/h]Geçtiğimiz haftalarda piyasaya sürdüğü Titan V ekran kartıyla gövde gösterisi yapan Nvidia’nın 2018 yılı içinde 2 ayrı yüksek performanslı GPU çıkarması bekleniyor. Henüz Nvidia tarafından resmen doğrulanmasa da her yıl yapılan yeni ürün tanıtımlarının yol haritasının bu yıl da değişmesi beklenmiyor. Bu yeni GPU’lardan biri oyun dünyasını hedeflerken, diğerinin yapay zeka odaklı olacak.
Şirketin başarılı GTX 1000 serisi ekran kartlarında bulunan Pascal GPU’su, 2018 yılında yerini yeni bir sürüme bırakacak. Bu GPU’nun Titan V’de kullanılan Volta’nın kırpılmış sürümü olmayacağı ve tamamen yeni bir yonga olacağı ise Ekim ayında duyurulmuştu. Yeni GTX’in 26 – 29 Mart 2018 tarihleri arasında yapılacak Nvidia GPU teknoloji konferansında duyurulacağı tahmin ediliyor.
Nvidia’nın Drive PX Pegasus adındaki yeni işlemcisiyle de otonom araçlarda 5. seviyeye ulaşılması bekleniyor. 5. seviyede aracın, çamurlu ve engebeli yollar dahil tüm şartlarda bir insan kadar başarılı bir şekilde sürüşü gerçekleştirmesi anlamına geliyor. Nvidia bunu sağlamak için 2 tane Volta sonrası yeni nesil GPU kullanacak.
Tabii Drive PX Pegasus’un piyasaya çıkmasıyla bir anda 5. seviyeye ulaşmak mümkün değil. Çünkü otomobillerin geliştirilmesi, tahmin edilenden çok daha uzun sürüyor. 2017’de tasarlanmaya ve geliştirilmeye başlanan otomobillerin 2023’te piyasaya çıkabileceği tahmin ediliyor.
Özetle 1000 serisi ekran kartlarının ötesinde yeni bir neslin ülkemize gelişinin 2018’in ilk yarısının sonunu bulması mümkün.

[h=2]İşlemci çekirdeği ve ısı dağıtıcı arasında lehim kullanımıyla soğutma daha verimli oluyor.[/h]İşlemcilerin üst kısmında metal bir kapak bulunuyor. Bu kapağın altında, genellikle kapaktan çok daha küçük olan işlemci yongası yer alıyor. İşlemci üreticileri de kapağın üstüne yerleştirilen soğutucunun, kapağın altındaki yongayı soğutması için ısı iletimini sağlayacak malzemeler kullanıyor.
Ucuz işlemcilerde termal macun kullanılırken, biraz daha üst seviye modellerde metal lehim kullanılıyor. Lehim kullanılan işlemciler, termal macunla doldurulan işlemcilere göre çok daha başarılı bir soğutma sağlıyorlar. Sırf bu sebepten dolayı bazı overclockçular termal macunla doldurulan işlemcilerin kapağını açıp kendileri lehimliyorlar. Delid adı verilen bu işlemle ilgili detaylı bir rehberimiz mevcut, bağlantısını haberin sonunda bulabilirsiniz.
[h=3]Lehim, ekstra maliyet anlamına geliyor[/h]Delid işlemiyle birlikte işlemcilerin garanti dışı kalmasından dolayı, işlemcinin fabrika çıkışı lehimli olması büyük önem taşıyor. Üreticiler için lehim ekstra maliyet anlamına gelse de, orta ve üst seviye işlemcilerde lehime yer veriliyor.
AMD’nin geçtiğimiz haftalarda duyurusunu yaptığı, giriş seviyesine hitap eden Ryzen 3 2200G ve Ryzen 5 2400G APU’larında termal macun kullanılıyor. Bu durum Ryzen 2’lerin tamamında termal macun kullanılacağı dedikodularına yol açarken, AMD’den Robert Hallock bu konuya açıklık getirdi. İkinci nesil Ryzen işlemcilerde ısı iletimi için lehim kullanılacak.
AMD’nin ilk Ryzen serisinde kullandığı lehimlerin, standart termal macunlara göre 25 dereceye kadar daha iyi soğutma sağladığı ortaya çıkmıştı. 25 derece overclockçular için çok büyük bir sıcaklık farkı. 25 derecelik ekstra soğutma ile işlemcinin hızını birkaç yüz MHz daha yükseltmek mümkün. 12 nanometrelik Ryzen 2 işlemcilerinin önümüzdeki Nisan ayında piyasaya sürülmesi bekleniyor.

[h=2]Intel’in henüz duyurusunu yapmadığı yeni 300 serisi anakartlar, Tayland’da satışta görüntülendi.[/h]8. nesil Intel işlemci satın almak isteyen kullanıcıların şimdilik tek çipset seçeneği Z370. Önümüzdeki günlerde yeni çipsetini duyuracağı bilinen Intel’in farklı iş ortakları tarafından geliştirilen pek çok anakart modeli geçtiğimiz günlerde sızdırıldı.
Bugün gerçekleşen yeni sızıntı ise bir hayli ilginç. Tayvan’daki bir bilgisayar perakendecisi olan Notebookspec, Facebook sayfasında anakartların bulunduğu rafların fotoğraflarını çekerek takipçilerini anakartları satın almaya davet etti. H370 ve H310 için yapılan bu davette fiyatın 275 TL (2.190 baht) olduğu görülüyor.

Yaşanan bu olayın nasıl gerçekleştiğinin detayları bilinmiyor. Notebookspec’in açık bir şekilde Intel’in NDA’sını deldiği düşünülürken, sadece bölgeye özel bir kampanya yapılmış olabileceği de konuşuluyor.

[h=2]MasterBox TD500L, ön ve yan panellerde kullanılan üç boyutlu tasarımlar ile dikkat çekiyor.[/h]Ön ve yan paneldeki tasarım, kasaya dinamik bir görünüm katarak farklı izleme açısına bağlı farklı görünümler sunuyor. Havalandırmanın ön panel üzerine yerleştirilmesi, üst panelin soğutma desteğini kullanarak estetiği ve verimliliği dengeliyor.
Elmas Kesim Tasarımı: Ön ve yan panelin üç boyutlu elmas kesim tasarımı ile öne çıkmanızı sağlar.
Kenardan Kenara Şeffaf Yan Panel: Kenardan kenara akrilik yan panel ile bilgisayarınızı gösterin ve farklı görüş açıları ile özel ışık efektlerinin tadını çıkarın.
Kablo Yönetimi: PSU kapağı ve anakart tablasının arkasında ki 19mm genişliğinde ki boşluk ile bilgisayarınıza güzel ve temiz kablo yönetimi sağlar.

Soğutma Performansı: Toplamda 6 adet 120mm fan ve ön, üst ve arka panel radyatör yerleşimi desteği ile performanstan ödün vermeyin.
Ekran Kartı Desteği: 407mm’ye kadar uzunluk desteği ile en son sürüm ekran kartlarını bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Tamamen siyah kaplanmış iç kısım, içinde barındırılan bileşenlerin konfigürasyonunu göstermek için bir tuval görevi görüyor. MasterBox TD500L, ön panelde ki 360mm, üst panelde 280mm radyatörleri destekliyor. Böylece yüksek performanslı sıvı soğutma sistemlerinin kullanımına imkan tanıyor.

[FONT=&quot][/FONT]
[h=1]SteelSeries Rival 600 oyuncu faresi bir değil, iki farklı sensör kullanıyor. Peki bu ne işe yarıyor? RGB ışıklandırmadan ergonomiye, materyal kalitesinden teknik detaylarına, Rival 600’e yakından bakıyoruz…[/h][FONT=&quot]Rival 600 SteelSeries’in son dönemde geliştirdiği en yenilikçi donanımlardan birisi. Optik algılayıcı ve mesafe algılayıcı ikinci bir sensör ile özellikle rekabetçi e-sporculara yönelik tasarlanmış, yeni nesil bir oyuncu faresini inceliyoruz. Videomuzda bu yeniliklere yakından bakıyoruz.[/FONT]
[FONT=&quot][/FONT]
[h=3]Tasarım[/h][FONT=&quot]Öncelikle estetik, RGB programlanabilir ışıklandırma oldukça farklı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Hem fare tekerleğinde, hem de SteelSeries logosunda bunları görmeye alışkınız. Sıradışı olan fare boyunca iki yanda kavisli ışıklandırmaların eklenmesi.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu iki bölge tek şerit gibi dursa da her biririnin altında üçer farklı alan var. Her alan ve RGB ışık bölgesi ayrı renk şemaları oluşturacak şekilde ayarlanabiliyor. Farklı efektlerle yanıp sönebiliyor. Ayarlar menüsünde programlanabilir toplam 8 bölge var.[/FONT]
[h=3]Ayarlanabilir Ağırlık[/h][FONT=&quot]Farenin ışık şeritlerinin olduğu yanlardaki kapaklar açılabiliyor. Burada bir diğer önemli özelliği görüyoruz: Değiştirilebilir ağırlıklar. Bunların konumu ve yapısı sıradışı ölçüde özelleştirmeye imkan tanıyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Kutu içeriğinden çıkan özel paketteki 4 gramlık ağırları kullanabiliyoruz. Sola 4, sağa 4 taneye kadar eklediğimiz ağırlıklar farenin 96 gram ila 128 gram arasında toplam ağırlığını istediğimiz seviyede ayarlamamızı sağlıyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Dahası ağırlıkların sadece birkaç tanesini takarsak, farenin sol ya da sağ tarafının daha ağır olmasını sağlayabiliyoruz. Ön veya arka kısmına toplayarak yine kendi kişisel tarzımıza uygun bir ağırlık dengesi oluşturmak mümkün.[/FONT]
[h=3]Tuşlar ve Ergonomi[/h][FONT=&quot]Ergonomik açıdan incelediğimizde ön tuşların yanlardan içeri doğru kavisli olduğunu görebiliyoruz. Bu heyecanla oyun oynarken parmakların kaymasını engelliyor. Son derece rahat.[/FONT]
[FONT=&quot]Sol ve sağ tuşların tıklama hissiyatı mükemmel. Ayrı tetik sistemleri var ve altlarında 60 milyon tıklama ömrüne sahip mekanik anahtarlar kullanılıyor. Tuş basmadı olayı yok.[/FONT]
[FONT=&quot]Fare tekerleğinin hasssasiyeti, sesi, kullanımı ve sertliği de ideal.[/FONT]
[FONT=&quot]Hemen arkasındaki DPI tuşu daha önceki modellere göre daha çıkık yapıda. Bu oyun esnasında DPI değiştirmeyi kolaylaştırıyor. Aynı zamanda farklı işlev programlarsanız da tuşu daha çok tıklanabilir hale getiriyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Rival 600 sağ el ağırlıklı kullanım için tasarlanmış. Bu yüzden sol tarafta, başparmak için 3 tane daha tuş var. Bu da toplam tuş adedini 7’ye çıkartıyor ve bunları SteelSeries Engine 3 üzerinden ayarlamak mümkün.[/FONT]
[FONT=&quot]Peki tuş konumlarının kullanımı nasıl? DPI tuşu daha çıkık ve kimi kullanıcılar yanlışlıkla basmanın daha kolay olduğunu söylüyor. Ancak konum aslında oldukça geride, biz denerken böyle bir durum yaşamadık. Öte yandan başparmak altı tuşların ikisine basmak kolay olsa da üçüncüsü uzakta kalıyor. Doğal olarak bu tuşa basmak o kadar kolay değil. Genel olarak sol yandaki 3 tuşa pek yanlışlıkla basmıyorsunuz. Elbette el yapısına göre deneyiminiz değişebilir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bunun haricinde anahtar tuşlarımız olan sol ve sağ tık, kavrama pozisyonunda farenin genel ergonomisi ve tutuş, doğal olarak kontrol mükemmel.[/FONT]
[h=3]Malzeme Kalitesi ve Ölçüler[/h][FONT=&quot]Tutuş demişken, dokunuştan bahsedelim. Farenin kasasında Fiber ile güçlendirilmiş plastik ve yumuşak dokunuşlu yüzey materyali kullanılmış. Dış kısımlarda ek kaplama olarak kullanılan silikon malzeme elden kaymamasını sağlıyor. Profesyonel anlamda ve turnuva seviyesinde uzun süre kullanılabilecek bir üretim ve malzeme kalitesi var.[/FONT]
[FONT=&quot]Ucuz fareler görsel açıdan taklit ürünlerle piyasaya çıkabilse de malzeme kalitesini ve ergonomik hissiyatı sağlayamıyor. Diğer sağlayamadıkları şeyler ise sensör kalitesi ve yazılım oluyor, bunlara daha detaylı değineceğiz.[/FONT]
[FONT=&quot]Farenin genişliği ön kısımda ve ortada 62 mm, arka kısımda 69 mm. Önde yükseklik 27 mm, arkada yükseklik 43 mm. Uzunluk da 131 mm. Bunlar son derece esnek, pek çok farklı ele uygun ölçüler.[/FONT]
[FONT=&quot]Rival 600’ün içerisinde düşük gecikmeli, programlanabilir ve yazılım olmadan ayarları saklayabilir elektronik bileşenler kullanılıyor. 32 bit ARM işlemci bütün bu işlemlerden dahili olarak sorumlu.[/FONT]
[h=3]Algılayıcılar[/h][FONT=&quot]TrueMove3+ optik bir algılayıcı, yüzeydeki hareketleri bire bir takip ediyor. Özellikle iyi oyuncu farelerinde sadece DPI – CPI değeri yüksek olmuyor, hassasiyet ve doğruluk önem kazanıyor. Daha önce Rival 310 modelinde kullanılan bu algılayıcının performansını çok beğendiğimizi incelemede belirtmiştik.[/FONT]
[FONT=&quot]Rival 600 de 12000 CPI’a kadar yüksek hassasiyet sunabiliyor. Bu da özellikle yüksek çözünürlük ve çoklu ekran ile çalışanlar, oyun oynayanlar için çok önemli.[/FONT]
[FONT=&quot]Şimdi, Rival 600 modelinde buna eşlik eden ikinci algılayıcı ise farenin yüzeyden ne kadar kaldırıldığını algılıyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Peki neden? Oyun oynarken pek farketmesek de fareyi arada hafif kaldırarak sürüklediğimiz, konum değiştirdiğimiz oluyor. Bu hareket de normalde ekrandaki imlecin konumunu rastgele bir yönde oynatıyor. Pek çok farede isabeti düşürüyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Burada bir ara açıp daha önce test ettiğimiz Rival 310 ve Sensei 310 algılayıcılarını hatırlayalım. Bu farelerde de tek sensör olmasına karşın Lift Off yani fareyi havalandırıp indirirken oluşan sapmanın oldukça azaltıldığını görmüştük. Çok olumlu karşılamıştık. Sadece biz değil, dünya çapında bu özellik çok beğenildi. SteelSeries de doğal olarak Rival 600 modelinde bunu daha da geliştirdi.[/FONT]
[FONT=&quot]Rival 600 ikinci algılayıcı sayesinde buradaki sapmayı çok büyük oranda ortadan kaldırıyor. Kullandığınız fare padi yüzeyinde sizin farketmediğiniz ama sensörün yanılmasına sebep olan pürüzler varsa bunları otomatik düzeltiyor. Ayrıca kaldırma mesafesini 0.5 mm ila 2 mm arasında ayarlayabiliyorsunuz.[/FONT]

[FONT=&quot][/FONT]
[h=2]TSMC, tıpkı HBM2 bellekler gibi üst üste dizilebilen GPU yongaları üretebiliyor.[/h][FONT=&quot]Birkaç yıl öncesine kadar tek ekran kartının yetersiz kaldığı durumlarda ikinci ekran kartını takarak performans artışı sağlayabiliyorduk. SLI ve Crossfire teknolojileri hala mevcut, fakat üreticiler bu teknolojilere olan desteği azalttı.[/FONT]
[FONT=&quot]Bir dönemde de piyasaya iki ekran kartını birleştiren, çift GPU’lu ve uzun gövdeli ekran kartları çıktı. Son derece yüksek güç tüketimine sahip olan bu kartlar, iki ekran kartını tek PCIe slotunda topluyordu. Ancak AMD ve Nvidia uzun bir süredir piyasaya çift GPU’lu ekran kartı sürmüyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Yonga üreticisi TSMC ise çiftli GPU’ları yeniden gündeme getirecek yeni üretim tekniğini duyurdu. Şirket artık silikon GPU levhalarını üst üste verimli olacak bir şekilde yerleştirebiliyor. Günümüzde buna benzer bir üretim tekniği de HBM2 belleklerde kullanılıyor. Bu teknik 2 veya daha fazla GPU’yu bir araya getirebilir.[/FONT]
[FONT=&quot]Üst üste gelen GPU’ların iletişimi için silikonlarda 10 mikronluk delikler açıyor. GPU’lar arası iletişim yolu mesafesi SLI/Crossfire sistemlerinden ve klasik çift GPU’lu ekran kartlarından çok daha kısa olduğu için, gecikmenin minimum seviyede olacağı söyleniyor.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu üretim teknolojisini kullanan ekran kartlarının piyasaya ne zaman çıkabileceği henüz bilinmiyor. Tahminimiz, bunun 2020’den önce gerçekleşmeyeceği yönünde. Öncelikle Nvidia ve AMD gibi şirketlerin bunu kullanacak tasarımlar yapması gerekiyor.[/FONT]

[FONT=&quot][/FONT]
[h=2]3 GB belleğe sahip olan GTX 1050, giriş seviyesi için yeni bir alternatif olacak.[/h][FONT=&quot]Nvidia, yeni ekran kartlarının çıkışına az bir zaman kala hali hazırda piyasada olan ekran kartları için çeşitli modifikasyonlar yapıyor. Şirket geçtiğimiz hafta GTX 1060’larda kırpılmış GTX 1080 GPU’larına yer vereceğini duyurmuştu. Şimdi de GTX 1050 için yeni bir sürüm piyasaya sürülüyor.[/FONT]
[FONT=&quot]GTX 1050 3 GB, standart GTX 1050 ile GTX 1050 Ti arasında bir performans sunacak. Ti modelindeki gibi 768 CUDA işlemcisi barındıracak olan 3 GB sürümü, turbo saat hızını da 1.518 MHz’ye artıracak. 1050 Ti’ın turbo hızı ise 1.392 MHz idi.[/FONT]
[FONT=&quot]Bunun karşılığında bellek saat hızıyla birlikte bellek arabirimi de 128 bit’ten 96 bit’e düşürülüyor. Bu sayede yeni GTX 1050’nin, diğer modellerin arasında bir performans sağlaması bekleniyor. Hatta söylenene göre kartın sağladığı performans, GTX 1050 Ti’a daha yakın olacak. Yenilenmiş 1050’nin fiyatı ve çıkış tarihi ise henüz net değil.[/FONT]