Merhaba Next.web.tr Misafiri! Forum Sitemize Hoşgeldin.

Sitemize üye olarak ayrıcalıklarımızdan yararlanabilirsiniz.

or Kayıt ol

Mirac Kandiliniz Mübarek Olsun

collo1

0
Moderator
11 Ocak 2012
4,998
12,213
113
ALMANYA
Tüm islam alemin Mirac kandili mubarek olsun.

Mirac kandili niz mubarek olsun.
 

Kaan Sparrow

0
Özel Üye
31 Eki 2012
460
622
93
İstanbul
ntkbf.jpg


Recep ayının 27. gecesi Mirâc Gecesi’dir. Mirâc, merdiven demektir. Cebrâil aleyhisselâm gelip, Peygamber efendimizi, 52 yaşında iken, Recep ayının 27. gecesi, Mekke-i Mükerreme’de Mescid-i Haram’dan, Kudüs’te Mescid-i Aksa’ya ve oradan göklere götürdü. İslâm âlimleri buyurdu ki: “Mirâc; Resûlullah uyanık hâlde iken ruh ve mübârek bedeni ile birlikte oldu. Âyet-i kerîme ile sabit olduğundan, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur.”
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, Mirâc’da Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Kürsî, Arş ve Ruh âlemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde, mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı gördü. Hiçbir mahlukun bilemeyeceği, anlayamayacağı nimetlere kavuşup bir anda, Kudüs'e ve oradan da Mekke-i Mükerreme’ye geldi. Mirâc hâdisesiyle, Müslümanların imanı kuvvetlendi, kâfirlerin düşmanlığı arttı. Peygamberimize kâfirler inanmadı; “Mescid-i Aksa'nın kaç kapısı, kaç penceresi var?..” gibi sorular sordular. Mirâc’da dikkat etmemişti. O anda, Cebrâil aleyhisselâm, Mescid-i Aksa'yı gözünün önüne (Televizyon gibi) getirdi ve cevap verdi.

Bu mübârek gecede, diğer mübârek geceler gibi, kazâ namazları kılmalı, Kur'ân-ı kerîm ve ilmihâl okumalı, tevbe ve duâ etmeli, din kardeşlerimizi, salih akrabaları ve âlimleri ziyaret etmeli, fakirleri sevindirmeli, dünya ve ahiret saadeti için, bütün Müslümanlara duâ etmelidir.

O GÜN YAŞANANLAR

Mi'râc, Receb ayının yirmiyedinci gecesidir. Resûlullahın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir.Mekke ahâlîsî îmân etmiyor, Müslümanlara çok sıkıntı veriyordu. İşkenceye başlamış, işi azdırmışlardı. Resûlullah Efendimiz, çok üzüldü. Hicretten bir yıl önce, elliiki yaşında idi. Zeyd bin Hârise'yi alarak Tâif'e gitti. Tâif halkına bir ay nasîhat eyledi. Hiç kimse îman etmedi.
Ümitsiz, üzüntülü, yorgun geri dönerken, Tâif halkı, çocuklara taşlattılar. Mübârek bacakları yaralandı. Hazret-i Zeyd'in başı kan içinde kaldı. Çok sıcak bir saatte, yol kenarında, bitkin hâlde bir müddet istirahat edip, yaralarını, kanlarını sildiler. Mekke'ye yürüdüler. Karanlıkta şehre girdiler...


"GİT, HABÎBİMİ GETİR!"
Birkaç ay, Mekke'de çok sıkıntılı geçti. Her taraf düşman idi. Gidecek bir yer yoktu. Doğruca amcası Ebû Talib'in kızı Ümm-i Hâni'nin Ebû Tâlib Mahallesinde bulunan evine geldi. Ümm-i Hânî, Resûlullahı içeri alıp, bir hasır, leğen, ibrik verdi.
Resûlullah o gün çok incinmişti. Abdest alıp, Rabbine yalvarmaya af dilemeye, kulların îmâna gelmesi, saâdete kavuşmaları için duâya başladı. Çok yorgun, aç, üzüntülü idi. Hasır üzerine uzanıp uyuyuverdi.
O ânda, Allahü teâlâ, Cebrâil aleyhisselâma; "Sevgili Peygamberimi çok üzdüm. Mübârek bedenini, nâzik kalbini çok incittim. Bu hâlde, yine bana yalvarıyor. Benden başka, hiçbir şey düşünmüyor. Git! Habîbimi getir! Cennetimi, Cehennemimi göster. O'na ve O'nu sevenlere hazırladığım ni'metleri görsün... O'nu ben teselli edeceğim. O'nun nâzik kalbinin yaralarını ben gidereceğim" buyurdu...
Cebrâil aleyhisselâm hemen gelerek "Rabbin Seni kendine davet ediyor. Lütfen kalk. Buyur, gidelim" dedi... Burak adındaki beyaz hayvana binip, bir anda Kudüs'te, Mescid-i Aksâ'ya geldiler. Sonra, oradan çıkıp bilinmeyen bir mi'râc ile, bir ânda, yedi kat gökleri geçtiler. Cebrâil aleyhisselâm Sidre'de kaldı...
Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp; anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde Allahü teâlânın dilediği yüksekliklere ulaştı. Mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı gördü. Gözsüz, kulaksız, vâsıtasız, ortamsız olarak Rabbi ile konuştu. Hiçbir mahlûkun bilemeyeceği, anlayamayacağı ni'metlere kavuşup, bir anda, Kudüs'e ve oradan Mekke-i mükerremeye, Ümm-i Hânî'nin evine geldi...
Sabah olunca, Kâbe yanına gidip mi'râcını anlattı. İşiten kâfirler alay etti. Müslüman olmaya niyyeti olanlar da vazgeçti...
Resûlullahın bedenen Mekke'den Beytül-mukaddes'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur...
Mi'râc Kandiliniz mübârek olsun efendim...


"Canım sana feda olsun!"
Peygamber efendimiz, Kâbe yanına gidip mi'râcını anlatınca, kâfirlerden birkaçı hemen Ebû Bekir'in evine geldi. Çünkü, onun akıllı, tecrübeli, hesaplı bir tüccâr olduğunu biliyorlardı. Dediler ki:
- Ey Ebâ Bekir! Sen çok defa Kudüs'e gittin geldin. İyi bilirsin. Mekke'den Kudüs'e gidip gelmek, ne kadar zaman sürer?
- İyi biliyorum. Bir aydan fazla.
Kâfirler bu söze sevindi. "Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur" dediler. Gülerek, alay ederek ve hazret-i Ebû Bekir'in de kendi kafalarında olduğuna sevinerek:
- Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor. Artık iyice sapıttı!
Hazret-i Ebû Bekir, Resûlullahın mübarek adını işitince, hiç tereddüt etmeden;
- Eğer O söyledi ise, inandım. Bir ânda gidip gelmiştir! dedi...
Kâfirler neye uğradıklarını anlayamadı. Önlerine bakıp gidiyor: "Vay canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş. Ebû Bekir'e sihir yapmış" diyorlardı.
Hazret-i Ebû Bekir hemen giyinip, Resûlullahın yanına geldi. Büyük kalabalık arasında, yüksek sesle şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Mi'râcınız mübârek olsun! Allah'a sonsuz şükürler ederim ki, bizleri, senin gibi büyük Peygambere hizmetçi yapmakla şereflendirdi. Senin her sözün doğrudur, inandım. Canım sana feda olsun!
Resûlullah, o gün Hazreti Ebû Bekir'e "Sıddîk" dedi. Bu adı almakla, bir kat daha yükseldi...
 

emirtalha

0
Üye
22 Nis 2013
199
0
16
Yarin miraç gecesi

Allahu tealanin kurani kerimde bize bildirdigi 15.cuz 17.sure 1.ayette basliyan (israsurei)ile katilesen mubarek bir gece yillardir hocalarimdan dinledigim ve bir cok kitabta okudugum bir hadiseyi sizlerle paylasmak istedim mirac gecesinin ertesi sabahinda alemlerin efendisi mirac hadisesini anlatiyordu ebu cehil her zamanki gibi yalanliyordu mescidi aksaya gittigini soyluyorsun der alemlerin efendisine peki mescidi aksayi tarif et der peygamber efendimiz hazreti muhammed (s.a.v) tarif edince daha once mescidi aksayi gorenler vallahi dogru soyluyor derler ofkeden deliye donen ebu cehil alay etmek icin ebu bekirin evine gider ve dergi senin arkadasin mirah hadisesini anlatir ebu bekir efendimizde vallahi bunlari muhammed (s.a.v) dediyse dogrudur der iste orada ona (siddik) yani dogrulayci sadik manasina gelen unvan verilir iste kiminin imanini zirveye tasiyor kimininde azginligini artiriyor oyle muhtesem bir olay bu mirac simdiden hepinizin gecesi hayirlara vesile olsun inssallah imani kuvetlenenlerden oluruz hepimiz bu sanal alemde bulustugumuz gibi hakikat yurdu olan cennettede sohbet etmek nasip olur (amin)
 

haydar1966

0
Yönetici
Co-Admin
5 Şub 2015
5,540
2,141
113
İstanbul
Mübarek MİRAÇ KANDİLİNİZİ Tebrik Eder Hayırlara Vesile Olmasını Dilerim.


 
Son düzenleme:

NoKTa

0
Üye
21 Eyl 2012
241
25
28
K.Maraş
Tüm üyelerin kandilini gönülden kutlarım. Dualarınıza islam aleminin içinde bulundugu hüzünlü durumdan kurtuluşunu eklemeyi unutmayın.
 
Üst